16 Mart 2012 Cuma

Kadına Şiddetin Bahanesi Var !

Resim yazısı ekle


PSİKOLOJİK ZAYIFLIĞI, FİZİKSEL GÜÇLE ÖRTMEK;

Tüm dünyada en yaygın insan ihlalleri arasında kadına yönelik şiddet bulunmaktadır. Ülkemizde, kadın ve şiddet denildiğinde ise; aile içi şiddet ve töre gereği vurulan kadınlar akla gelmekte. Peki, kadının maruz kaldığı şiddet sadece ffiiziksel şiddetle mi sınırlı?

Sadece Fiziksel Şiddet Değil
Kadına yönelik şiddet denildiğinde aklımıza ilk olarak fiziksel şiddet gelse de, maalesef kadına yönelik şiddet türlerinin arasında sadece fiziksel şiddet yok. Fiziksel şiddetin yanında ruhsal, ekonomik ve cinsel şiddet gibi birçok şiddet türü yer almaktadır. Biraz daha detaylandırmak gerekirse;

Fiziksel Şiddet:
Tokat, tekme, yumruk gibi fiziksel bir saldırı şeklidir. Bunların da yanında bıçak, silah gibi aletler kullanılmaktadır.

Cinsel Şiddet:
Fiziksel şiddete uğrayan kadınların çoğunluğu cinsel şiddete de maruz kalmaktadır. Kadınları istemedikleri cinsel davranışlara zorlamak ve tecavüz etmek gibi örnekler, kadının cinsel şiddete uğradığının göstergesidir.

Ruhsal Şiddet:
Genellikle kadını küçümseyen, aşağılayan ifadeler kullanılmaktadır. Burada şiddet uygulayan kişi, kadının özgüvenin yitirmesini amaçlar. Ruhsal şiddete eğilimi olan kişiler, eşinin ya da sevgilisinin yaptığı yemeği dökerek veya evde bulunan eşyaları kırarak kadını psikolojik baskı altına almaktadırlar.

Ekonomik Şiddet:
Kadının çalışmasına izin vermemek, harçlık vermemek, kadının parasını elinden almak ve ailenin geliri konusunda bilgi vermemek gibi durumlar ekonomik şiddetin göstergesidir.

Şiddet Eğitimle Ölçülmez
Türkiye’de yapılan araştırmalara göre, toplumda iş sahibi olmayan ve gündelik işlerde çalışan kesimlerde şiddet eğiliminin daha fazla olduğunu söylenmektedir. İstanbul Barosu tarafından yapılan bir araştırmada şiddet uygulayanların %89’unun erkekler olduğunu, aile içi şiddetin %77.68’inin eşe yönelik yapıldığını ve şiddete maruz kalanların %44’ünü lise ve üniversite mezunlarının oluşturduğu ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2001-2005 yılları arasında aile içi şiddete maruz kalanlarda ise, ölüm oranı %65 artış göstermektedir. Şiddeti ortaya çıkaran birçok temel neden ele alınmadan, var olan sorunun çözülemeyeceği bilinmektedir. Türkiye’de şiddetin ana nedenini eğitimsizliğe bağlamak yeterli bir tespit değildir. Yukarıda bahssettiğimiz araştırmalarda da gördüğümüz gibi şiddet uygulayan kişilerin büyük bir kesimi lisans mezunu.

Kadınlara Neden Şiddet Uygulanıyor?
Genel olarak kadına uygulanan şiddet, toplumların ataerkil yapısından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında toplumda eğitimsel, geleneksel ve hukuksal yapılar içerisinde kadın, genellikle erkeğe bağımlı hale getirilmektedir. Erkeğin üstün konumu, bu sebepten dolayı kadının erkeğe sürekli olarak hizmet etmesi ve erkeğin alınacak tüm karar mekanizmalarının başında yer alması, şiddeti alttan beslemektedir. Şefkat-Der isimli dernek tarafından 1995 yılından 2009 yılına kadar sığınan 9 bin kadın ve genç kızın maruz kaldığı şiddet olayları araştırılarak, bir rapor haline getirildi.

Şiddetin Yol Açtığı Etkiler
Şiddetin fiziksel ve ruhsal sağlık açısından sonuçları şiddet gören bireyin, ailenin ve toplumun tümünü etkilemektedir. Şiddet gören kadınlar korku, kaygı, endişe, panik, depresyon, alkol, uyuşturucu, yeme ve uyku problemleri, şiddet içeren davranışlar, çevrelerindeki kişilerle ilişkilerinin bozulması gibi birçok problem yaşamaktadırlar. Bunun yanında şiddet, çalışan bir kadının mesleki ve mesleki kariyer yaşamını olumsuz olarak etkileyebilmekte ve kadın ekonomik bağımsızlığını kaybetmeye başlayabilmektedir. Eğer şiddet aile içinde yaşanıyorsa, şiddet gören kadının yanında çocuk da etkilenir, aileye duyduğu güven azalır. İleride yalnız kalacakları korkusuna kapılmaktadırlar.

Bana Kim Yardım Edebilir?
Şiddet yaşadığınızda, bulunduğunuz yerdeki en yakın polis merkezine ya da jandarma karakoluna başvurarak yaşadığınız olayla ilgili tutanak tutturmanız gerekmektedir. Bunun yanında muayenenizin yapılabilmesi için, bir sağlık kuruluşuna sevkiniz gerekebilir. Karakol yerine bir dilekçeyle doğrudan Cumhuriyet Savcılığı’na da başvurulabilmektedir. Ayrıca şiddet uygulayan kişi eşiniz veya başka bir aile ferdiyse, evden uzaklaştırılması için yine bir dilekçe ile Aile Mahkemesi’ne başvurabilirsiniz. 

Hukuksal boyutun dışında ise şiddet gören kadınların en büyük ihtiyacı, sıkıntılarını anlatabilecekleri, çözüm bulabilecekleri ve en önemlisi şiddet sonrasında sığınabilecek bir yer bulmaktır. Türkiye’nin birçok bölgesinde kadına yardım için kurulmuş dayanışma yerleri var. Bu konular üzerinde faal olarak çalışan, kadın sığınma ve dayanışma desteği veren birkaç vakıf bulunuyor. Bakıldığı zaman sayıları yeterince az olan kamu kuruluşlarının dışında, tamamen gönüllü çalışan vakıflardan yaptığı çalışmalarla adını en çok duyurmuş “Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı” var. 1989 yılı ocak ayında şiddete maruz kalan kadınların hukuksal ve pratik destek alabilecekleri bir telefon ağı oluşturulmuştu. Ancak bir süre sonra dayanışma ağlarının da yetmeyeceği, bir sığınağın gerekli olduğu somut biçimde ortaya çıktı. Bunun sonucunda şiddetle yüz yüze olan kadınlarla dayanışmayı sürdürmek, aile içindeki şiddete karşı mücadeleyi yaygınlaştırmak amacıyla, 1990’da Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kuruldu.


Yapılan Araştırma Sonucunda Türk Erkeğinin
ŞİDDET BAHANELERİ
Kadının cinsel ilişkiye girmek istememesi, fazla kilo aldığı iddiası, çocuk doğuramaması veya erkek çocuk doğuramaması, yemeğin tuzlu, yanmış, soğuk ya da güzel olmaması, erkeğin giyeceğinin iyi ütülenmemesi, kapının geç açılması, kadının hasta olması ve iyileşememesi, izinsiz dışarı çıkılması, çocuğun başarısızlığı, sobanın yanmaması, çocuğun babaya benzememesi, kadının boşanmak istemesi, erkeğin başka kadınlarla olan ilişkisine karışılması, çalışan kadının maaşının tamamını erkeğe vermemesi, berdel evliliği reddetmesi, kadının çalışmak istemesi, erkeğin işsiz kalması, ailenin ekonomik sıkıntı çekmesi, erkeğin tuttuğu takımın yenilmesi, alkol ve kumar alışkanlığı olan eşin kadın tarafından uyarılması, erkeklerin kendi arasındaki maço erkek tartışması.


183
ALO ŞİDDET HATTI BİLİNMİYOR
Şiddetle Öneriyoruz:
“Alo 183” no’lu ihbar hattının basında mutlaka yer almasını, herkesin bu konuda bilgilendirilmesini öneriyoruz.

Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğü’nce kadın, ve çocuklara yönelik şiddet ve istismarın bildirilmesi için oluşturulan “Alo 183” isimli ihbar hattı olduğundan haberiniz var mı?

Bu hat; özürlü, istismara uğrayan, uğrama riski taşıyan ve desteğe gereksinimi olan kadınlara ve çocuklara yönelik psikolojik, hukuki ve ekonomik alanda danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunmak ve yararlanabilecekleri Sosyal Hizmet Kuruluşları konusunda bilgilendirerek gereksinim duydukları hizmet türüne en kısa zamanda ulaşmalarını sağlamak amacının gerçekleştirilmesi, kadın ve çocuğa yönelik istismarın önlenmesi, kadınların toplumda statülerinin yükseltilmesi, çocukların yüksek yararının gözetilmesi hedefine ulaşılabilmesi için ücretsiz hizmet veren bir hattır. Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’ne bağlı olarak çalışır.

Çağrı yapan herkes dinlenilerek, ihtiyaç duyduğu hizmet türü tespit edilmekte, kurum hizmetleriyle ilgili danışmanlık ve rehberlik hizmetleri sunulmakta, mevcut veri kayıtları, internet vb. taranarak kurum dışında hizmet alabileceği birimlerin iletişim bilgileri verilmektedir. 25.01.2007 tarihinden itibaren yapılan tüm görüşmeler kayıt altına alınmaktadır. 7 gün 24 saat esasına göre üçer kişilik dört vardiya ekibi ile 81 ilden yapılan telefon çağrılarına cevap verilmektedir. Bu çağrılar içerisinde acil müdahaleyi gerektiren vakalar da bulunmaktadır. Bu vakalarda ilgili, o ildeki Emniyet, Jandarma ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünde görevli Acil Müdahale Ekip Sorumlusu ile irtibata geçilmektedir.




Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Adres:Katip Mustafa Çelebi Mah.
Anadolu Sok. No:23 D:7-8 Beyoğlu / İstanbul
0212 292 52 31-32

Neler Yapıyorlar?
1990 yılından bu yana Mor Çatı Gönüllüleri şiddete uğrayan kadınlarla dayanışma oluşturuyorlar. Danışma merkezine, telefonla ya da yüz yüze ortalama günde 10 başvuru olmakta. Merkez, sadece çalışmalarını kadınlara yardım etmek değil, şiddete karşı kadın dayanışması oluşturmak, birlikte mücadele etmek üzere sürdürüyor.

Gönüllü dayanışması: Mor Çatı’ya, yaşadıkları şiddet nedeniyle başvuran kadınlarla genellikle önce telefonda görüşülür. Ardından yapılan yüz yüze görüşmede, seçenekler birlikte gözden geçirilir, şiddetin sorumlusunun kadınlar olmadığı vurgulanır. Kadınlar, kendileri ile ilgili en doğru kararı yine kendileri verecektir. Mor Çatı Gönüllüleri kurtulmuş kadınlar değildir. Dolayısıyla, başvuru alırken kendi önyargılarını ve değerler sistemini sorgulayan bireylerdir. Mor Çatı’da gönüllü olabilmek için atölyelere de katılmaları gerekir.

Psikolojik destek: Şiddet yaşamanın getirdiği umutsuzluğu, suçluluk duygusunu, utanç ve korkuyu yenebilmek, yeni yaşam seçenekleri oluşturabilmek için Mor Çatı’da psikolojik danışmanlık sağlanır. Bu alanda çalışma yapan herkesin, öncelikle hiçbir kadının şiddeti provoke ettiğine ya da bunu hak ettiğine inanmaması beklenir. Kısacası şiddet gören kadınlara destek verecek psikologların kadın bakış açısına sahip olmaları gerekir.

Hukuksal destek: Şiddete uğrayan kadınların büyük bir çoğunluğu, yasal haklarını ve bunları nasıl kullanacaklarını bilememektedir. Kadınların bu ihtiyaçları gönüllü avukatların verdiği hukuksal danışmanlık ile karşılanmaktadır. Hukuk alanında çok sık gözlenen bir durum, uygulayıcıların kadından yana olmayan yaklaşımları nedeniyle var olan yasalardaki olumlu hükümlerin bile uygulanamamasıdır. Bu nedenle hukuksal danışmanların da kadın bakış açısına sahip olması büyük önem taşımaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder